COVID-19 SOSYAL YAŞAMI KİLİTLEYİN

Koronavirüs (COVID-19) yazı dizisi: 9. Bölüm

Sosyal medya ahalisinin COVID-19 pandemisini kendine özgü bir dille “gırgıra aldığını” ve bazıları çok yaratıcı mizah şaheserleri ortaya çıkardığını memnuniyetle görüyorum. Çünkü gülmek, baskı altındaki bireylerin ve toplumun mukavemetini arttırmaktadır. Çin’de ve İtalya’da ev karantinası nedeniyle uzun süre evde baş başa kalmak zorunda kalan çiftler arasında boşanmaların arttığına/artacağına dair yapılan esprilerin, sosyal mesafelendirme bilincine katkıda bulunduğu gibi yaşanacak izolasyon dönemine ait sıkıntılara katlanabilme/dayanabilme gücünü arttırdığını düşünüyorum.

Ekran Resmi 2020-03-16 16.20.10
Gençlere ait eşli okey oyunu skor tabelası: Coronaya karşı Kolonya. İki imla hatası var ama onları bu seferliğine görmezden geliyoruz. Görsel kaynağı: Evrim Çataloğlu- Facebook paylaşımı.  

Nedir, mizahın da bir sınırı olmak zorunda; gülmece için kullanılan malzeme ortalıkta dolanan deli saçması hurafelere ve komplo teorilerine dayanıyor, yaşanan pandemiyi küçümseme amacı güdüyorsa o sınır aşılmış ve cehalete teslim olunmuş demektir. Ve maalesef şunu söylemek zorundayım: Pek çok bilim insanı, kendini sorumlu hisseden aydın ve bilimin pusulasından şaşmayan bazı kurumların tüm çabasına rağmen toplumun büyük bir kısmının yaşanan pandemiyi yeterince kavrayamadığını, zırva komplo teorilerini papağan gibi tekrarladıklarını, salgının ciddiyetinin farkında olmadıklarını, bilinçsiz de olsa çevrelerini yanlış yönlendirdiklerini gözlüyorum. Bunlar arasında bazı hekimlerin ve akademisyenlerin de olması, ülkemizdeki cehaletin toplumun en derin dokularına kadar işlediğini gösteriyor. [Kibiri, popülaritesi ve egosu bilgisinden fazla olup her gün TV ekranlarında “konuşan” akademisyenlerin çoğunu bilim insanı kategorisine almıyorum. Daha fazla okuyup, çok az televizyon izlemenizi öneririm.]

Ekran Resmi 2020-03-16 16.36.04

Bu yazıdaki amacım, sosyal mesafelendirme konusundaki tedbirlerin neden bir zorunluluk olduğuna, bazı inanç, töre, gelenek ve alışkanlıkların göz ardı edilmesi gerektiğine hatta bazı insan hakkı ihlallerinin kaçınılmaz olacağına dair fikirlerimi, salgının yayıldığı ülkelerden örnekler vererek anlatacağım. Ama en önemlisi, pandemi yönetiminde devletin sorumluluklarına dikkatinizi çekmek istiyorum. İlginizi çektiyse buyurun, başlıyoruz.

İspanya

İspanya 13 Mart sabahına Sağlık Bakanı Enrique Ruiz Escudero’nun açıklamalarıyla uyandı. Eldiario.es gazetesinin verdiği bilgiye göre Escudero, salgının çığ gibi büyümesine engel olmak üzere hazırlanan planı ve olağanüstü hal ilan edildiğini açıkladı. Madrid’in dev bir sağlık kurumuna çevrileceğini, özel sağlık kuruluşlarının Sağlık Bakanlığı’na bağlandığını, otellerin karantina hastanesi olarak kullanılacağını açıklayan Bakan Escudero, tüm oyun ve eğlence mekanlarının kapatılacağını duyurdu.

İspanya’da gıda ve ilaç dışındaki tüm ticari faaliyetlerin durdurulmasına karar verildi. Hastalığı hafif geçirenlerin sağlık kurumlarına gelmeyip birinci basamak sağlık hizmetlerinden telefonla bilgi istemeleri ve evde kalmaları istendi. Hastalık tanı testlerinin de sadece ağır vakalar için kullanılacağı bildirildi. İspanya’da beklenen yaşam süresinin Çin’den daha uzun olması nedeniyle yaşlı nüfusun çok daha fazla olduğu ve bu nedenle hastalık fatalite hızının[i] daha yüksek olabileceği açıklandı.

Madrid-confirma-coronavirus-viajaron-Italia_EDIIMA20200226_0219_19

İspanya’da bu açıklamanın sosyal medyaya düşmesinden sonra yaşı ileri bir İspanyol kadın “Gençler hastalıktan kendilerinin ölmeyeceğini biliyorlar, hastalığı umursamıyorlar ve yaşlıların ölecek olmasından memnunlar” mesajını yazdı.

Almanya

Almanya’da Federal Hükümet tarafından Korona virüsünden etkilenen şirketlere destek için bir acil durum fonu oluşturma hazırlığı yapıldığı bildirildi. Maliye Bakanı Olaf Scholz ve Ekonomi Bakanı Peter Altmeier’in fonun ayrıntıları üzerinde çalıştıkları ve “üretim kesintileri nedeniyle oluşabilecek nakit darboğazını aşmaya yardımcı olması için milyarlarca Euro” tutarında bir destek paketi hazırladıkları öğrenildi. Almanya’da hızla açılan mobil sağlık ünitelerinde COVID-19 tanı testinin uygulandığı, umuma açık eğlence yerleri ve okulların kapatıldığı açıklandı. Öte yandan Almanya’da camilerin bağlı olduğu Diyanet İşleri Türk İslam Birliği bir açıklama yaparak Alman Federal Hükümeti’nin çağrısına uyarak Cuma namazlarını iptal ettiklerini duyurdu. Protestan ve Katolik kiliselerin açık kalacağı ama tüm ayinlerin iptal edildiği bildirildi.

Polonya

Polonya hükümeti, koronavirüsün yayılmasını engellemek için ülkeyi “kilitlemeye” karar verdi.

Norveç

Norveç Başbakanı Erna Solberg, “Ciddi ve giderek daha öngörülemez bir durumdayız. Önceliğimiz hayatı ve sağlığı korumaktır. Bu olağanüstü adımlar gerektirir. Birçok ülkede durum hızla değişiyor, bu yüzden tüm ülkeler için kesinlikle gerekli olmayan seyahatlerin durdurulmasını istiyoruz” açıklamasını yaptı.

Erna_Solberg_-_2013-08-10_at_12-58-32
Norveç Başbakanı Erna Solberggirin

Güney Afrika

Güney Afrika Sağlık Bakanlığı Covid-19 vakalarının Cumartesi günü (14 Mart)  24’den 38’e çıktığını açıkladı. Güney Afrika’da tanı konulmamış HIV ile yaşayan ve zayıf bağışıklık sistemlerine sahip çok sayıda insanın varlığı nedeniyle virüsün bu kişiler üzerinde ölümcül olabileceği endişesi yaşanıyor.

Yunanistan

Yunanistan sosyal medyasında okulları kapanan gençlerin kafeleri doldurduğu ve salgın konusuyla ilgilenmedikleri, hastalığa ve hastalara duyarsız kaldıkları mesajları çoğalıyor.

Singapur

Singapur 12 yeni vakayı onayladı ve ülkedeki COVID-19’lu hasta sayısı 212’ye ulaştı. Tropikal ve sıcak bir iklime sahip Singapur’da görülen vakaların hastalığın yaz aylarında hız keseceği konusundaki tezleri zayıflattığı iddia ediliyor.

İran

İran Cumhurbaşkanı Hassan Ruhani, ülkelerine yönelik ekonomik yaptırımların son iki yılda ülke ekonomisine 200 milyar dolar zarar verdiğini ve koronavirüsle mücadele kapasitelerini zayıflattığını söyledi. Ruhani, Dünya ülkelerinin liderlerini ABD’nin yaptırımlarını kaldırmaya yardım etmeye çağırdı. İran resmi makamları Cumartesi günü (14 Mart) 611 kişinin koronavirüsten öldüğünü, 12729 kişide testin pozitif olduğunu açıkladı[ii]. İran’ın Kum kentinde dini liderlerin toplu ibadette direnmelerinin hastalığın yayılmasını hızlandırdığı belirtiliyor.

Fransa

Fransa Hükümeti, koronavirüs salgınının yayılmasını yavaşlatmak için Cumartesi günü (14 Mart) gece yarısından itibaren tüm kafelerin, restoranların, hayati öneme sahip olmayan mağazaların ve eğlence yerlerinin kapatılmasını emretti. Ulusal Sağlık Ajansı Genel Müdürü Jerome Salomon “Fransa’da dolaşan bir virüs değil, ortalıkta dolaşan sorumsuz erkekler ve kadınlar” açıklamasını yaptı.

İsrail

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu milletvekillerine yaptığı açıklamada, karantina altına alınmasına karar verilen 55.000 kişinin sağlık bakanlığının talimatlarını takip ettiğinden emin olmak için daha önce teröristleri izlemek için kullanılan gelişmiş izleme teknolojinin kullanılacağını söyledi. İsrail Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, on kişiden daha kalabalık gruplar oluşturulamayacak ve kişiler arasındaki mesafe en az iki metre olacak. İsrail’de tüm okullar, restoranlar, kafeler, sinemalar ve diğer zorunlu olmayan işletmeler kapatıldı.

İtalya

İtalya’da tüm sosyal yaşam kilitlenmiş durumda. Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) bir açıklama yaparak Avrupa ve bölge ülkelerinin önümüzdeki gün ve haftalar içinde İtalya’ya benzer bir salgın hastalık dalgasıyla yüz yüze geleceğini açıkladı. ECDC, kuzey İtalya’daki bazı sağlık tesislerinde suni solunum cihazına ihtiyaç duyan çok sayıda hasta nedeniyle yoğun bakım ünitesi kapasitesinin aşıldığını belirtti.

ETFf7STX0AEzJjq
İtalya’da vaka sayılarının günlere göre dağılımı. 

Ünlü tıp dergisi Lancet’e yazan iki yazar, yoğun bakım tedavisine ihtiyaç duyan COVID-19 hastalarının yüzdesinin %9 ila %11 arasında değiştiğini ve hastalığın bu hızının bir hafta daha devam ederse İtalya’da yoğun bakım ünitelerinin maksimum kapasiteye ulaşacağını; ülkenin yaklaşık 5.200 yoğun bakım yatağına sahip olduğu göz önüne alındığında, İtalya’nın gelecek ay 4.000 yoğun bakım yatağına daha ihtiyacı olacağının tahmin edildiğini yazdılar.

İngiltere

İngiltere süpermarketleri “benzeri görülmemiş bir talep” ile karşı karşıya kalmış bulunuyor. Stok seviyelerini kontrol altında tutabilmek için müşterilerin herhangi bir öğeden sadece dört birim satın almalarına izin verileceği açıklandı.

0_PAY-Panic-buying-in-Savers-as-Coronavirus-spread-continues
Londra- Görsel:Dinendra Haria/LNP

İngiltere’de Covid-19 tanısı konan kişi sayısı 1.000’i aştı, ölüm sayısı 21’e ulaştı. Aşağıdaki tabloda İngiltere’de vakaların günlere göre artışını görüyorsunuz.

Ekran Resmi 2020-03-15 13.23.35

Gelelim İngiltere’nin pandemi yönetimi konusundaki siyasi tutumuna. Birleşik Krallık ’ta durum çok karışık.  İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un koronavirüs salgını üzerine yaptığı açıklamalar bilim dünyasını ayağa kaldırdı. Johnson, İngiltere’de koronavirüsün zaman içinde nüfusun büyük kısmına bulaşacağını ve böylece tüm toplumun “sürü bağışıklığı” geliştireceğini, bu nedenle “sosyal mesafelendirme” tedbirlerine gerek duymadığını açıkladı. Bu plana bağlı olarak Birleşik Krallık hükümeti geniş katılımlı etkinlikleri iptal etmedi, okulları kapatmadı ve yaşlıların bulunduğu bakımevlerine ziyaretçi kabul edilmesi yasaklanmadı.

240’tan fazla İngiltere merkezli bilim insanı, hükümeti, sürü bağışıklığının nüfusun en az yüzde 60’ına ulaştığında ortaya çıkabileceğini, bu süre içinde yüzbinlerce insanın öleceğini açıklayan bir bildiri yayınladı. Bilim insanları bildiride, hükümeti koronavirüsün yayılmasını engellemek için katı sosyal mesafe uygulama planları geliştirmeye çağırdılar.  “İngiltere’deki enfeksiyonların sayısı hakkındaki mevcut veriler, İtalya, İspanya, Fransa ve Almanya da dahil olmak üzere diğer ülkelerde gözlemlenen büyüme eğrileri ile uyumludur. Aynı veriler, hasta sayılarının birkaç gün içinde binlerce olacağını göstermektedir” diye yazan bilim insanları, önlem alınmayan ve giderek büyüyen salgının devamı halinde, yoğun bakıma ihtiyaç duyanlara yatak sağlamanın mümkün olmayacağına vurgu yaptılar[iii].

Bu yazının büyük bölümünü okumayı tamamladınız. Kafanızın içini biraz da olsa allak bullak edebildiysem başarılı sayılırım. Şimdi arkanıza yaslanıp bir an soluklanın. Belki geriye dönüp bazı noktaları yeniden okumak isteyebilirsiniz. Hazırsanız devam edelim. Yazının en önemli yerine geldik.

Ekran Resmi 2020-03-15 13.44.39
14 Mart itibarı ile COVID-19’un dünyada dağılımı.

PANDEMİ

Bir pandeminin ulusal düzeyde yönetiminden sorumluysanız çok ivedi olarak yerine getirmeniz gereken birkaç işiniz var demektir: (Önem sırasına göre yazmadım)

  • İnsanlara doğru bilgi vereceksiniz. Eksik veya yanlış bilgi paniği arttırır, korkmuş ve yönetime güvenini yitirmiş insan toplulukları arasında hurafe bilgiler ve komplo teorileri hızla gelişir. Koyduğunuz kuralların uygulanabilirliği azalır.
  • Vakaları erken tespit etmek zorundasınız. Bunun için gerekli test ekipmanlarını hazır bulundurmak ve yaygın olarak kullanılmasını sağlamalısınız. Erken vaka tespitlerinin izini süren ve sürveyans[iv] çalışması yapan epidemiyologların, halk sağlığı uzmanlarının en etkin şekilde çalışmaları için önlerini açacaksınız. (Meraklısına: Salgını yönettiğiniz ülkenin çok iyi eğitilmiş, bilgili, cevval, cesur epidemiyologları ve halk sağlığı uzmanları yoksa veya var olanlar türlü sebeplerle sindirildiyse bu savaşı virüsler kazanır.)
  • Sosyal mesafelendirme ve karantina önlemlerinin uygulanmasına yönelik yasal düzenlemelerin yapılması ve uygulanması için tüm yetkiyi elinizde, ekibinizde toplamalısınız. Ülkenin mali, askeri, akademik, siyasi güçlerini tümüyle pandemiye yönlendirmelisiniz. Hastalığın yayılmasını başka türlü engelleyemezsiniz.
  • Tıbbi malzeme, koruyucu ekipman sağlanması, sağlık çalışanlarının en etkili ve güvenli şekilde çalışmaları için gereken tüm önlemleri almalısınız.
  • Hastalığın siyasallaştırılmasını kesinlikle önlemeli, medya organlarının kirlenmiş bilgi yaymalarını engellemeli, siyasi ve ekonomik çıkar çevrelerinin karar alma süreçlerinin dışında kalmasını sağlamalısınız[v].

İnsanlara doğru bilgi verilmesi maddesini geçelim. COVID-19 pandemisini siyasi ve ekonomik gücü elinde tutanlar yönetiyor ve sürekli yalan söylüyorlar.

Test yapmıyorsanız tanı koyamazsınız. Tanı koyamazsanız hastalığın ne ölçüde yayıldığını/yayılacağını bilemezsiniz. Edingburgh Üniversitesi’nde Halk Sağlığı Profesörü Devi Sridhar iki satırlık bir mesajla anlatmış bu durumu:

 “Daha fazla test yapın, daha fazlasını bulun (Güney Kore)

Daha az test yapın, daha az bulun (ABD)”

 Güney Kore 210.000 kişiye test uygulamış. Nüfusa orantılarsak her 1 milyon kişiye 4099 kişiye test yapılmış. Türkiye ise toplam 940 test yapmış, yani her 1 milyon kişi için 11 kişiye test uygulanmış. Yukarıda yazdım, Almanya mobil sağlık üniteleri kurarak talep eden herkese test uyguluyor. Ülkemize Umre’den dönen 20.000 kişiye test yapıldığına/yapılacağına dair bilgi yok[vi].

Dünyanın bir pandemiye hazır olmadığını yaşayarak görüyoruz. İtalya’da yoğun bakım ünitesi yetersizliği nedeniyle hekimlerin kimin öleceğine, kimin yaşayacağına karar vermek zorunda kaldıklarını biliyoruz[vii]. ABD Sağlık Bakanlığı, COVID-19 salgınının yayılması durumunda tıp uzmanları için gerekli olacak solunum maskelerinin %10’una sahip olduklarını açıkladı.

IMG_0828

Gelelim bize! Bir ay önce yetkililerin açıklamasına göre test kitlerini kendimiz üretmiş ve yurtdışına ihraç edebilecek duruma gelmiştik. Pek çok ülke bizden test kiti satın almak için sırada bekliyordu. Sonraları bu “test kitlerini ihraç etme” konusu kapandı. Ama şu anda test kitlerinin neden yaygın olarak kullanılmadığını bilmiyoruz[viii].

Gelelim yoğun bakım ünitelerine. John Hopkins Üniversitesi, salgın bir ülkede başlayıp ilk 100 vaka görüldükten sonra her gün %33 arttığını söylüyor. Her 3-7 günde bir hasta sayısı iki katına çıkıyor. Tüm vakaların %10’u yoğun bakım ünitesine ihtiyaç duyuyor. Bu durumda ülkemizdeki tüm yoğun bakım üniteleri sadece COVID-19 hastaları için bile kullanılsa salgın başladıktan sonraki 35. gün sonunda tüm kapasite dolmuş olacak.

Hastalığın tedavisi yok. Üzerinde çalışılan 80 ayrı ürün bulunuyor. Bunların bazılarının hastalığı tedavi etmese bile yavaşlatacağı düşünülüyor. Ama çalışılan kimyasalların ilaç olabilme süreçlerini tamamlamasının yıllarca sürebileceği biliniyor. Aşının da ancak 1,5 yıl sonra hazır olabileceği anlaşılıyor. Şu ülkede ilaç bulundu, bu ülke aşı üretti gibi haberlerin tümünün palavra olduğunu bilin. Bu durumda önümüzde iki seçeneğimiz var. Birinci seçenek, İngiltere Başbakanı Boris Johnson “dâhisi” tarafından dile getirilen ve ABD Başkanı Trump’ın desteklediğinden hiç kuşku duymadığım “sürü bağışıklığı” yöntemi. “Sürü bağışıklığı” teorisi bilimin değil kapitalist siyasi sistemin geliştirdiği bir yöntemdir. Yani hastalığın siyasallaştırılmasının bir ürünüdür. Yöntem şu: Hastalığın yayılmaması için özel bir işlem yapılmaz, tedbir alınmaz. Hastalığa yakalanıp iyileşenler bağışıklık kazanır[ix]. İyileşmeyip ölenler için ücreti mukabili cenaze töreni düzenlenir. Şimdi bu teorinin İngiltere’de nasıl işleyeceğini rakamlarla anlatacağım, sıkı durun:

İngiltere nüfusunu 70 milyon olarak kabul edelim. Bilim insanları, salgının yayılması için gereken önlemler alınmadığı taktirde toplam nüfusun %50-70 kadarının hastalanacağını bildirdi. Biz olumlu düşünüp %50’sinin hastalanacağını varsayalım. Toplam hastalanan kişi sayısı yaklaşık olarak 35 milyon kişi olacaktır. Hastalığın fatalite hızı %3,4, bu oranın zamanla %1 gibi bir değere düşeceği gibi iyimser bir tahminde daha bulunalım. Bu iyimser tahminlerimizin sonucunda 350.000 kişi COVID-19 nedeniyle ölecektir. Daha karamsar tahminlere göre ise ölenlerin sayısı 1 milyon kişiye ulaşacak veya geçecektir. Peki sorun çözülür mü? Evet, yüzbinlerce insanın ölümüne göz yumarsanız bu virüse karşı bir bağışıklık gelişmese bile o zamana kadar aşı bulunacağı ve “sorunun çözülebileceği” varsayılabilir. Sürü bağışıklığı teorisinin tüm dünyada uygulanması halinde ölen kişi sayısının 40- 100 milyon olacağını söylemek hatalı olmaz.

Muhtemelen “Yahu bu İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve ABD Başkanı Donald Trump bu kadar insanın ölümüne göz yumulmasını istediklerine göre psikopat olmalılar” diyorsunuzdur. Belki psikopattırlar ama kesin olan şu ki ne dediklerini ve ne istediklerini çok iyi biliyorlar[x]. Nasıl mı? Sorunun cevabı bu yazının yukarıdaki satırlarında, İspanyol bir yaşlı kadının sosyal medya mesajında: “Gençler hastalıktan kendilerinin ölmeyeceğini biliyorlar, hastalığı umursamıyorlar ve yaşlıların ölecek olmasından memnunlar”

IMG_0019
Çin’de COVID-19 salgını sonucu ölümlerin yaş gruplarına dağılımı. 

Dünyanın gelişmiş ülkelerinde beklenen yaşam süresinin uzamasına bağlı olarak yaşlı nüfusun giderek arttığını, giderek azalan doğurganlık hızı nedeniyle azalan genç ve üreten nüfus başına düşen yaşlı sayısının arttığını biliyor olmalısınız. Bu durum çalışanların vergi yükünü arttırdığı gibi pek çok ülkenin sosyal güvenlik sistemleri zorlanmaya başlamış durumda. COVID-19’un 60 yaş altında çok az ölüme sebep olduğunun anlaşılması sonrası bu salgını “doğal temizlik” olarak gören kişilerin ve ülke yönetimlerinin bu salgını bir fırsat olarak gördüklerini, bu anlayışın giderek yayıldığını söylemek zorundayım. Nedir, biraz olsun viroloji biliyor olsalardı, bu planın Rus ruleti oynamaktan farksız olduğunu bilirlerdi.

İki seçeneğimiz var demiştik, ilk seçeneğin dünya çapında uygulanması halinde 40- 100 milyon insanın (ezici çoğunluğu yaşlılar olmak üzere) öleceğini açıkça gördük. Geriye tek seçenek kalıyor: İlk olarak sosyal mesafelendirme ve karantina konusunda kararlı bir tutum geliştirilmelidir. Hemen ardından test kitlerinin tüm sağlık kurumlarına  dağıtılması, gerekirse mobil ekipler ile test uygulanması zorunludur.

Elinize kan bulaşmaması için tek yol var: SOSYAL YAŞAMI KİLİTLEYİN

 Hiç durmadan Sağlık Bakanlığı yetkilileri bireysel korunma tedbirlerini anlatıyor. Yani bizim sorumluluklarımızı hatırlatıyorlar. Haksız değiller, elbette önemli ama mücadelenin yarısı bile değil bireysel tedbirler. Pandemi yönetimi ulusal düzeyde alınacak kararlı düzenlemelerle başarılı olabilir. Sağlık Bakanlığı evde kalın çağrısı yapıyor. Kafeler tıka basa dolu. Okullar dışında işyerleri çalışıyor. Kahvehanelerde emekli amcalar pata küte okey oynamaya devam ediyor. Havaalanı ve otobüs terminalleri dolu, ibadethanelerle ilgili düzenleme yok. AVM’ler açık. Şehir içi otobüs, metro, minibüs taşımacılığında kısmen azalma olsa da insanlar işe gidip geliyor ve işe gidiş geliş saatlerinde araçlar dolu. Virüs yayılmaya devam ediyor.

İçişleri Bakanlığı bugün (16 Mart) itibarıyla pavyonları, içkili mekanları kapatmış. Elbette, bizim halkımız bildiğiniz gibi her akşam pavyona gider.

Sayın yetkililer, siyaset adamları, ülke yönetiminin oyun kurucuları, karar alıcılar; size sesleniyorum. 4 Şubat 2020 tarihinden beri “BU BİR PANDEMİDİR, HAREKETE GEÇİN” diye çığlık atıyorum ve bir çan çalmadığım kaldı. Bu yazdığım dokuzuncu makale. Şimdi bile gecikmiş durumdayız. Bir pandemiyle savaşta zamanla savaşırsınız. Geçen her dakika virüs yayılmaya devam eder. Ne kadar erken dönemde sosyal yaşamı kilitler ve insanların birbiriyle temasını keserseniz başarı şansınız o kadar artar. Bu nedenle:

  • Gıda, içme suyu, sağlık, emniyet gibi hayati alanlar hariç tüm işyerlerini kapatın ve tüm çalışanların ücretli izinli olduğunu açıklayın. SGK kapsamındaki tüm çalışanların ücret ve sigorta primlerinin devlet tarafından ödeneceğini duyurun. Küçük ve orta ölçekteki şirketlerin vergi vb. ödemeleri konusunda destekleneceğini açıklayın. Devletlerin devlet olduğunu göstermeleri gereken zamanlar vardır; bu zaman, o zamandır. 
  • Sokağa çıkma yasağı ilan edin. Uygulanması için ordudan yardım isteyin. Sokağa çıkabilme ve insanların temel gereksinimlere ulaşabilme  şartlarını düzenleyin.
  • Karaborsacılara karşı ağır yasal düzenlemeler çıkartın ve stoklarına el koyun.
  • Özel hastanelerin tümünü Sağlık Bakanlığı’nın emrine verin ve hepsine bakanlık kadrolarından başhekim ve idari personel atayın.
  • Turistik dinlenme tesisleri dahil olmak üzere otellere el koyun ve karantina hastanesi olarak işletin.
  • Salgınla mücadele için ihtiyaç duyulan her tür işletme ve fabrikaya kamu adına el koyun. Sefer görev emri bulunan araçların sağlık hizmeti emrinde çalışmaları gerekebileceğini ve hazırlık yapmaları gerektiğini açıklayın. Çünkü bu bir savaştır.
  • Cezaevlerinde bulunan başta düşünce suçluları olmak üzere durumu uygun olan mahkumların ev hapsine alınması için harekete geçin.

Hepsine bir kulp bulabileceğinizi; ama, fakat, mevzuat, Anayasa, meclis kararı, insan hakları, ekonomik kriz, mevcut şartlar gibi bir dolu afili gerekçeleriniz olduğunu biliyorum. Haddizatında bir süre sonra bu yazdıklarımın çoğunu, belki de hepsini yapmak zorunda kalacaksınız. Ama gecikirseniz yukarıdaki afili gerekçelerinizi mezarlıklarda anlatırsınız.

Kapak görseli: Pixabay.

DİPNOTLAR

[i] Fatalite hızı: Hastalığı geçirenler arasındaki ölüm oranı.

[ii] Epidemiyologların yaptıkları modellemelere dayanan görüşlere göre İran’da toplam vaka ve ölüm sayısının bildirilenin üç katı olabileceği sanılıyor.

[iii] İngiltere Başbakanı’nın bu açıklamasına karşın İskoçya Sağlık Bakanı Jeane Freeman, sürü bağışıklık sistemini kabul etmediklerini, hastalığın yayılmasını engellemek için çalıştıklarını açıkladı.

[iv] Sürveyans: Halk sağlığı hizmetlerinin başarısı için zorunlu olan, sistematik olarak toplanan verinin analizi, yorumlanması ve dağıtılması süreçlerinin toplamıdır.

[v] Bunun mevcut siyasi rejimlerde nasıl yapılabileceğini bilmiyorum. Muhtemelen rejimi değiştirmeden yapılamaz.

[vi] Sosyal medya baskısıyla karantinaya alınan son beş bin kişi dışında kalan yaklaşık 15 bin kişiye karantina da yok. Karantinaya alındığı bildirilenlere de nasıl bir karantina protokolü uygulandığını bilmek isterdim.

[vii] İtalya’da 80 yaş üstündekiler için yoğun bakım ünitesi tahsis edilmeyeceği doğrultusunda karar alındığına dair haberler var. Doğru olmadığını ümit ediyorum.

[viii] Ülkemizde test kiti olduğuna veya varsa da bu kitlerin kalibrasyonunun ve güvenilirlik kontrollerinin yapıldığı konusunda ciddi şüphelerim var.  Ama bu konuyu başka bir yazımda anlatacağım.

[ix] Hastalığı geçirenlerin bağışıklık kazandığı doğrulanmadı.

[x] ABD’de Halk Sağlığı okulunda epidemiyolog olan Eric Feigl-Ding, Aljazeera televizyonuna konuştu ve küresel bir çabanın zorunlu olduğunu ve bu pandemiye karşı test uygulamasının altın standart olduğunu açıkladı. Program sunucusu bazı dünya liderlerinin virüse karşı harekete geçmedikleri için potansiyel olarak ellerinde kan olup olmadığı sorulduğunda Dr. Ding,  “Sanırım evet” cevabını verdi.

COVID-19 SOSYAL YAŞAMI KİLİTLEYİN” üzerine 13 yorum

  1. Endişe arttırıcı ama mevcut pandemi ile ilgili bir o kadar da doyurucu bir paylaşım olmuş sayın hocam. El yıkamakla, dirsek içine hapşırmakla bireysel anlamdaki önlemlerin ötesinde otoritelerin kurallar koymasını ve bu kurallara uyum sağlamak zorunda olan halkımızın üst düzey farkındalıkta ve tedbirde olabilmesini temenni ederim. Biliminize, emeğinize, yüreğinize sağlık…

    Liked by 1 kişi

  2. O kadar güzel anlatmışsınız ki durumu…
    Katil olmak için bir kişi alnından çekip vurmak gerekmez. Umursamayan boşvermişlik de bizi katil yapabilir😔😔

    Liked by 1 kişi

  3. GERÇEKLERİ YANSITAN, HAKLI VE DOĞRU ÖNERİLERDE BULUNAN ÖZELLİKLE BU YAZINIZ İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER. ÜLKEMİZİN TÜM SİYASAL KURUMLARI, İLETİŞİM KURUMLARI VE SOSYAL MEDYADA, GECİKMELERİ, BİLGİLENDİRME EKSİKLİK HATTÂ YALANLARI ÇOK BELİRGİN BİR SAĞLIK BAKANINA METHİYEDEN GEÇİLMİYOR. BU NE BİLİNÇSİZLİKTİR, DÜŞÜNMEKSİZİN, MUHAKEME ETMEKSİZİN TAMAMEN HİSSİ OLARAK TAKDİR SUNMAKTIR, HESAP SORULMASINI GÜÇLEŞTİRMEK VE YAPILAN ALGI OPERASYONLARINA KANMAKTIR. TEST KİTLERİ VE TEST YAPMA ORANLARI HAKKINDA HİÇBİR AÇIKLAMA YOK. DAHA BİR HAFTA BİLE OLMADI, VİRÜSÜN ETKİLEDİĞİ BİR HASTA BULUNDUĞU AÇIKLANDI. BUGÜN ZORAKİ (MECBUR KALARAK) 18 E ÇIKARDI BAY BAKAN. ÖZELLİKLE DİYANETİN DUYGUSAL, BİLİMDEN AKIL VE MANTIKTAN UZAK DAVRANIŞLARININ ETKİSİ İLE CAMİLER İÇİN ÖZELLİKLE DOLULUK ORANININ YÜKSEK OLDUĞU CUMA NAMAZLARI İÇİN BİLE BAKAN BEY DİYANETE UYDU. HELE ŞU UMREDEN GELENLERİN DURUMUNUN GÜNLERDİR GİZLENMESİ ANCAK SOSYAL MEDYADAKİ DÜRTMELER SONUCU BAZI EKSİK OLDUĞU BELLİ BİLGİLERİN AÇIKLANMASI BİLE İNSANI KAHREDİYOR. DÜŞÜNEN VE BİLEN İNSANLARLA ALAY EDİYORLAR BU ŞEKİLDE. ÖNCE UMRECİLERİN ÇOK AZINI 2 ADET ÖĞRENCİ YURDUNA TIKTILAR KARANTİNA DİYE. BİR GÜN İÇİNDE SAYI 5000 İ GEÇTİ. ARDINDAN 15 MART’A KADAR DÖNENLERİN SAYISININ 21000 OLACAĞI SÖYLENDİ DİYANET TARAFINDAN. SONRA GÖRÜLDÜ Kİ DÖNMESİ BEKLENENLER 1500 KİŞİ KADARMIŞ 14000-15000 KİŞİ ÇOKTAN DÖNMÜŞ EVLERİNDE ZİYARETÇİ VE TEBRİK KABULLERİ ÇOKTAN BAŞLAMIŞ.

    BUGÜN HASTALIK BULAŞAN SAYISININ 18 E ÇIKTIĞI AÇIKLANIRKEN ÇOĞUNUN YURTDIŞINDAN GELENLER OLDUĞU, 7 SİNİN AMERİKADAN GELDİĞİ, UMREDEN DÖNENLERİN İÇİNDE 1 KİŞİDE HASTALIK TESPİT EDİLDİĞİ AÇIKLANDI. YAHU SİZ ALAY MI EDİYOR ÇOCUK MU KANDIRIYORSUNUZ. BU 18 HASTANIN 17 Sİ BİLE DIŞ ÜLKELERDEN GELENLER OLSA GELDİKLERİ YERLERDE BU KİŞİLERİN, YOĞUN NÜFUSA VE HASTALIK BULAŞIMINA SAHİP BÖLGELERDEN OLMADIKLARI YAYGIN ALANLARDAN GELDİKLERİ MUHAKKAK. YA 21000 UMRECİNİN AYNI DÖNEMDE AYNI YERLERDE TOPLU OLARAK UZUN SÜRE BİR ARADA OLDUKLARI HALDE BUNLARDAN 1 KİŞİDE Mİ HASTALIK BULUNDU? BAKAN EFENDİ SİZ DOKTORSUNUZ FEN BİLİMLERİ OKUYUP ÜSTÜNE TIP TAHSİLİ YAPTINIZ. SİZİN ORAN VE ORANTI DİYE BİR MATEMATİK KAVRAMINDAN HABERİNİZ YOK MU?

    EMEKLERİNİZE SAĞLIK DOĞAN ALPASLAN BEY.

    Liked by 1 kişi

  4. Sizin gibi bir doktorun olduğunu sanmazdım. Nasıl güzel bir anlatım. Uslubunuz dilinizin akıcılığı mükemmel. Saygılarımla.

    Liked by 1 kişi

  5. Koronavirüs yazı dizisini ilk bölümünden beri okuyorum. Siz hastalık sadece Çindeyken bile bu bir pandemi dediniz. Bütün öngörüleriniz çıktı. Başarılarınızın devamını diliyorum.

    Liked by 1 kişi

Yorum bırakın