Şanlıurfa Akçakale’de görev yapan meslektaşımız Dr. Natıg Tağıyev’i COVID-19 nedeniyle kaybettik.

Kendisini “vatansever, sosyal demokrat, ulusalcı sosyalist, milliyetçi, Atatürkçü vb.” sıfatlarla tanımlayanların bazılarının üstlerine buladıkları yaldızlı boyanın dökülüp altındaki ırkçılığın, zalimliğin, faşizmin ortaya çıktığı günler yaşamaya başladık.

Dr. Natıg Tağıyev’in vefatının paylaşıldığı bir Twitter mesajına gelen yorumlardan seçtim:

Yukarıda sosyal medyadan alıntıladığım ifadelerin büyük oranda “trol” paylaşımları olduğu, toplumun çok küçük bir kesimini kapsadığı, ciddiye alınmaması gerektiği iddia edilebilir. Almanya’da ilk kurulduğunda aşırı sağcı ve ırkçı AFD partisi için de benzer düşünceler ve Almanya topraklarında ırkçı bir partinin gelişemeyeceği fikri vardı. Günümüzde AFD Almanya’nın büyük partilerinden biri haline gelmiş ve mecliste ana muhalefet partisi rolünü üstlenmiştir.

Mesleğini yaparken bir virüs hastalığı nedeniyle yaşamını kaybeden bir hekimin milliyetini sorgulamak en hafif dille ifade edilirse “pür kötülük” olarak tanımlanabilir. Böylesi bir “kötülük” sadece doku uyumunun olduğu toplumlarda ve siyasi iktidarlar tarafından sırtları sıvazlandığında gelişir ve örgütlü hale gelebilir. Dahası, bu zihniyete sahip kişilerin çok uzakta oldukları sanılmamalıdır. Hemen yanı başımızdalar. Pandeminin sebep olduğu empati yoksunluğu, küntlük, duygusal sağırlık, dürtü denetiminin yitimi gibi anti sosyal kişilik bozukluğuna ait bulgular toplumun davranış kodlarına sızarak yeni ahlaki normların gelişmesine sebep oldu/oluyor. Bu tablonun siyaset arenasındaki karşılığı ırkçılığın bir ideolojik aygıt olarak güçlenmesidir. Bu tehdit durdurulmalıdır…